Aile ve Ergen

AİLE VE ERGEN

Aile tüm insanların hayatında önemli olan bir kurumdur. Varlığın devamı insanın içine doğduğu ya da büyüdüğü aile ile şekillenir. İnsan toplulukları açısından aile sürekliliği olan ancak, gerçekleştirdiği değişimlerle de kendini geleceğe taşıyan, güncelleyen bir kurumdur.

Bilinen en yaygın tanımıyla aile, biyolojik ilişkiler sonucu türünün devamını sağlayan, paylaşımın, toplumsallaşmanın olduğu, karşılıklı ilişkilerin kurallara bağlandığı, toplumsal değerlerin sonraki kuşaklara aktarıldığı biyolojik, psikolojik, sosyo-ekonomik ve hukuki yapısı olan bir gruptur. Aile tanımları genellikle kanbağı üzerinden yapılmış olsa da, bireylerin evlat edinme yoluyla da ana-baba ve çocuklardan oluşturdukları aileleri de aynı kapsamda değerlendirmek yarar sağlar.

Bu nitelikleriyle aile; sevgi, mutluluk, bağlanma, ait olma  ve paylaşma gibi duyguların yaşandığı, yaşanan bu duyguların oluşturduğu sıcaklıktan beslenen ve devam etmesini mümkün kılan bir bütündür. Çocuk, içine doğduğu ailede ihtiyaçlarının karşılanması sonucunda varlığını devam ettirebilmeyi başarır. Bu ihtiyaçların başında, korunma, sosyalleşme, biyolojik ihtiyaçlar, duygusal destek, eğitim, din ve ekonomik destek gibi unsurların karşılanması gelir. Bu güvenlik unsurlarıyla büyüyen çocuk yaşam içindeki duruşunu da bütün bu önemli noktalarla ortaya koyar. İnsan hayatında, çocukluk döneminin  ilk beş yılı  büyük önem taşır. Yetişkin dönemde kullanacağı kişilik örüntüleri işte bu yıllarda oluşan temellerle şekillenir. Elbette, yaşamdaki her noktayı kontrol edebilmek mümkün değildir. Ancak, kontrol dışı gelişen olumsuzlukların en az hasarla atlatılabilmesini sağlayabilmek becerilerinin var olması, kullanılabilmelerini sağlayabilmek önemli bir noktadır.

Ergenlik dönemi ise çocukluğun ikinci önemli dönemdir. Bu dönem, çocukluk aşamasında meydana gelmiş olumsuzlukların giderilerek yerine yeni olumlu özelliklerin geliştirilebileceği yeniden yapılanma ve telafi dönemidir. Bu süreç ailelerin çocuklarıyla iletişimlerinde zorlandıkları fırtınalı bir evredir. Hızlı büyüme temposunda olan ergenin kendisi dahi bu hıza uyum sağlamakta zorlanır.  Değişim sık sık, ani, beklenmedik yer ve zamanda ortaya çıkabilir. Ergen bu değişimlerde çoğunlukla kendisine uyum sağlanmasını bekler. Ancak bugün ihtiyacı olan durum, yarın farklı bir ihtiyaca dönüşmüş de olabilir. Saç modeli her gün değişir, ayna karşısında geçen süre uzar, kendini bazen en güzel-en yakışıklı görürken bazen de en çirkin olarak algılayabilir. Bu dönemde bireyin kurallarla arası hiç de iyi değildir. Kendi kural koyucu olmak ister. Var olan kurallara karşı çıkar. Her şeyin en doğrusunu bildigini ve  en doğru kararları verebildigini düşünür. Bu dönemde kendi cinsel kimliğini belirginleştirirken, karşı cinsi fark ederek daha fazla ilgilenme eğilimi başlar. Bunların yani sıra, akran ilişkilerinde sorunların yaşandığı yoğun bir dönem kendini hissettirir.

Tam da bu dönem ergen ve aile çatışmalarının yaşandığı bir durumu tanımlar. Aile daha önce sözünden dışarı çıkmayan, uyumlu, munis, dersini çalışan, kurallara uyan çocuğunu kaybettiğini düşünerek korkar ve paniğe kapılır. Oysa aynı çocuk hep oradadır ve sadece ihtiyaçları değişmiştir.

Aile bu dönemde çoğunlukla kendini çaresiz, yetersiz, ne yapacağını bilemez ve “Nasıl davranırsa en doğrusu olur?” sorusunu cevabını arar. Oysa ergenin en temel ihtiyacı, varlığının kabul edilmesidir. Ayrışma-bireyselleşme ihtiyacında olan ergen, onay almak, kabul görmek ister. Ebeveyin bu zamanda dinleme becerisini kullanabildiği oranda ilişkilerde tutarlılık kendini gösterir. Ergenle ilişkide, ergenin akranlarından örnek vermeden, yargılamadan, eleştirmeden kabul edilmesi aile  bağlarının güçlenmesinde ve ilişkilerin sağlıklın devam etmesinde rol oynar. Aile yaşamında, her bireyin rollerinin belirgin olması, hiyerarşik yapıda anne-babanın ortak tutum sergiliyor olması, dengenin ve uyumun oluşmasında önem taşır. Anne-baba ergenin yaşıyla uyumlu kurallar belirleyerek ve bu kuralları zaman içinde ihtiyaçlara göre değiştirerek uyumlu ve dengeli bir aile iletişiminin devamını sağlar. Ergen kurallara uymak istemez, onun için kurallar gereksiz ve can sıkıcıdır. Ancak kurallar konusunda açık iletişimin olması, kurallara neden gereksinim duyulduğunun paylaşılması ergen tutumlarının esnekleşmesini sağlar. Ergen bu dönemde cesurdur, denemekten korkmaz.

Ebeveynin bilglendirici yaklaşımı bireyin özgüvenini geliştirmesine katkı sağlar. Ergenin küçük hatalar yapmasına kontrollü olarak hoşgörü ile yaklaşılması, kendi doğrularını oluşturması açısından önem taşır. Unutulmamalıdır ki, başkalarının deneyimleri ile kendi doğrularımızı oluşturamayız.  Bu dönemde acımasız eleştiriler ilişkilerin zarar görmesine sebep olurken, olumlu yönlerin görülerek ödüllendirilmesi ebeveyn-ergen ilişkilerini güçlendirir; ergenin sağlıklı gelişmesine katkı sağlar.

Ergen çocuğu olan aileler, sık sık geriye bakarak, çocuklarının birer birey olduğunu kabul ederek empati kurmalarının kendi geçmiş duygularını anımsadıklarında, kuracakları köprüleri daha sağlıklı ve sağlam inşa edecekleri unutulmamalıdır.

Psikolog Emel AY, 2015

aydinlatma-metinleri

Aydınlatma Metinleri

Danışan Aydınlatma Metni KVKK Başvuru Formu Kişisel Verilerin İşlenmesi ve İmha Politikası Özel Nitelikli Kişisel …

emel-ay-2

Merkezimiz

Merkezimiz Ankara'nın birçok semtinden tek vasıtayla ulaşılabilecek bir konumdadır. Fotoğraflarımıza erişmek için …

emel-ay-psikolog

Kurucumuz

Emel AY Uzman Aile Danışmanı Psikolog 1978 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünü …